İradenin Değişip Değişmeyeceği Üzerine Felsefi Bir İnceleme

Düşünce tarihini şekillendiren en önemli sorulardan biri, ‘İradenin değişip değişmeyeceği’ meselesidir. İrade, kişinin bilinçli bir şekilde hareket etme yetisi olarak tanımlanır. Özgürce seçim yapabilme kapasitesi olarak da ifade edilebilecek bu kavram, insan davranışlarının belirlenmesinde önemli bir yere sahiptir. İrade, bu önemli konumu nedeniyle kaynağının ne olduğu ve değişip değişmeyeceği hususunda birçok filozof tarafından tartışılmıştır.

Kant, Schopenhauer (ilk dönemleri), Spencer, Platon, Spinoza, Hristiyan ve İslam filozofları, iradenin değiştirilemez olduğunu öne sürerler. Bu yaklaşımla ilgili olarak Schopenhauer şöyle der: “Örneğin, bir egoistin iradesini tetikleyen etkenler asla değiştirilemez. Siz, öğüt vererek bir egoisti vazgeçirebilir, kötü kalpli birinin fikrini değiştirebilir ve kendisini ikna edebilirsiniz. Fakat başkalarının üzüntü ve ıstıraplarını paylaşma konusunda o, soruna her zaman kayıtsız kalır. Şüphesiz ki bu, kurşunu altına dönüştürmeye çalışmaktan farksızdır.”

Nietzsche, Sartre, James, Heidegger (kısaca varoluşçular) gibi düşünürler ise iradenin değiştirilebilir olduğunu savunurlar. İnsanın varoluşunu inşa etmede önemli bir yere sahip olduğunu düşünen bu düşünürlere göre, kişi gerçekleştirdiği eylemler sayesinde sürekli olarak değişir. Herakleitosçu bir yaklaşımla “değişmeyen tek şey değişimdir” anlayışını benimserler.

İradenin değişmez olduğu görüşü, filozoflarla sınırlı kalmayıp toplumun kendi dinamikleri içinde de yer bulmuş ve toplumsal bir dışavurum halini almıştır. “İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur” söylemi bu duruma bir örnektir.

Peki, iradenin değişmez olduğunu kabul etmek gerekir mi? İradenin değişmez olduğunu kabul etmek çeşitli zorluklar barındırır. Sokrates, Mevlana, Hayyam, Hallac-ı Mansur, İbn-i Sina ve Diyojen gibi isimler, iradelerini değiştirme noktasında önemli figürler olmuşlardır. Bu kişiler, çektikleri onca sıkıntıya rağmen iradelerine gösterdikleri direnç sayesinde insanları hayrete düşürecek eylemlerde bulunmuş ve karakterlerinde önemli değişimlerin gerçekleşmesine olanak sağlamışlardır.

Sonuç itibarıyla, iradenin değiştirilip değiştirilemeyeceği konusunda ortak bir görüşün olmadığı görülmektedir. Bu durumun nedeni, iradenin tanımındaki güçlükten kaynaklanmaktadır. Zihinde kalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like