Augustinus’un “Tanrı, kötülüğe neden izin veriyor?” sorusu üzerine;

Problem bir çırpıda cevap verilecek gibi değildir. Tanrı neden birine zarar vermek isteyen kişiye müdahale edip engel olmaz ki? Yoksa Tanrı, Manihaizm’de olduğu gibi iyinin ve kötünün mücadelesinin sonucunu merak ediyor olabilir miydi? Augustinus bu yaklaşımı mantıklı bulmuyordu.

Cevap, bunlar değilse başka bir şey olmalıydı. O, uzunca bir düşünüşten sonra cevabı bulmuştu. Kötülük bir şeyin zorunlu koşuluydu. Bu şey “özgürlük ”ten başka bir şey değildi. Yaratıcı insana bir “irade” vermiş ve bu irade doğrultusunda eylemde bulunma ehliyeti sağlamıştı. Tanrı’nın kötülüğe en ufak bir sınır koyması dahi onun iradeye müdahalesi anlamına geliyordu. Görüldüğü üzere Tanrı, meleklerde kullandığı bu tasarrufu, insanda (irade sahibi olduğu için) kullanmamıştır.

İrade sahibi ve haliyle özgür olan bu bireyler arzu ve şehvetin peşinde koştukları takdirde kötülüğe meylediyorlardı. İman etmek ve aklı öncelemek, kişiyi bu durumdan kurtaran şeylerdi. Bu problem (teodise) çoğu mütefekkir tarafından (Leibniz, Hume, Kant vs.) irdelenmiştir. Ancak Augustinus ’un bu görüşü hala önemli bir yere sahiptir. Zihinde kalın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You May Also Like